İNSANIN KISA TARİHİ
Evrim teorisine göre, İnsan-öncesinden insana geçiş
yolunda atılan ilk adım, iki ayak üzerinde yürüme kabiliyeti geliştirmek
olmuştur. İki ayak üzerinde yürüyebilmek, başparmağın değişimini ve
ellerin etkin kullanımını, ellerin etkin kullanımı, alet kullanma ve
yapma becerisini, alet kullanma becerisi, ateş kontrolünü, ateş kontrolü
beslenme imkânlarının kıyaslanamaz ölçüde gelişimini tetikler. Pişmiş
besinlerle artan besin kalitesi ve hızı ile alet kullanma kabiliyetinin
gerektirdiği zihinsel performans gerekliliği, gelişmiş sinir
sistemlerinin önünü açar. Gelişmiş sinir sistemleri ve iki ayak üzerinde
yürüme zorunluluğu yavruların henüz insan olmanın kudretlerine sahip
olamadan, güçsüz ve muhtaç bir halde dünyaya gelmeleri ile sonuçlanır.
Bu ihtiyaç bebek bakımını gerektirir, bebek bakımı sosyalliği
geliştirir, gelişen sosyallik güçlü sinir ağlarının da desteğiyle
iletişimi kuvvetlendirir, iletişim bilgi paylaşımı mekanizmalarını
oluşturur ve bilgi medeniyeti inşa eder. Genç erkekler, insan yavruların
bakımını üstlenen annelere yiyecek bulurlar, ilk aileler oluşur, is
bölümü ve iletişim artar, aile bağları ile duygular gelişir. Yeterli
bilgi birikimi ile tekerlek bulunur. Tekerleğin icadiyla, insanların ve
bilginin daha uzaklara yayılması sağlanir. Avcı toplayıcılıktan
sırasıyla, önce hayvancılığa sonra tarım ve yerleşik hayata geçilir.
Yerleşik hayata geçilmesiyle daha kalabalık insan toplulukları oluşur,
iletişim hızlanır, bilgi birikimi artar. Bilgiyi gelecek nesillere
aktarabilmek icin yazı keşfedilir. Yazının kesfi bilginin ve iletişimin
katlanarak artmasını sağlar. Tarım ve hayvancılık, mevsimleri öğrenmeyi,
iklimsel döngüleri bilebilmek icin, takvimler gelistirmeyi, takvimler
gelistirmek icinse, matematik ve astronomiyi öğrenmeyi gerektirir.
Yerlesik düzendeki kalabalık toplumlar, is bölümünü gelistirir, is
bölümü değis tokuşu ve ticareti, ticaret ise paranın icadinı tetikler.
Gelişen medeniyet savaşlara neden olur, savaşlar ise teknolojinin ve
bilimin daha hızlı ilerlemesini sağlar. Tabi bunları böyle ipe dizer
gibi sıralamak, sadece yazının sınırlarının ve kurgusunun gerektirdiği
bir anlatım düzenidir. Oysa olaylar bir sıraya dizilemeyecek kadar
karmaşık ve iç içe geçmiştir. Kimi zaman bazı nitelikler kendilerine
neden olmuş nitelikleri kuvvetlendirmiş, kimi zaman zayıflatmış kimi
zaman da nedenlerle sonuçlar iç içe geçerek karşılıklı etkileşim halinde
aşama kaydetmiştirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder