25 Haziran 2017 Pazar

BİPEDALİZM ( İKİ AYAKLILIK) .



Evrim teorisine göre, İnsan-öncesi canlılardan, insanın türemesi yolunda atılan ilk ve dolayısıyla da en kritik adım, Bipedalizm de denilen iki ayak üzerinde yürüme kabiliyetinin gelişmesidir.

İki ayak üzerinde yürüme becerisinin nasıl ortaya çıktığı konusunda çeşitli teoriler mevcuttur. Ağaçlarda süren bir yaşam, böyle bir değişimi başlatmak ve güçlendirmek için önemli bir itici güç olabilir. ( yüksekteki meyvelere veya dallara tutunabilmek için sıklıkla iki ayak üzerine kalkmak gibi) Başka bir teoride, homo türünün atalarının yaşadığı bölgelere gelen bir tufan sonucu, sel sularının tüm yaşam alanlarını doldurduğunu öngörmektedir. Canlıları ağaçlara hapsedecek böyle bir gelişme, Homo türünün atalarını, başka ağaçlara gidebilmek için suyun içinde, iki ayaklarının üzerinde yürümeye zorlamış olabilir. Ağaçlarda iken yüksekteki dallara tutunabilmek için edindikleri bu beceriyi, bu kez, baksa ağaçlara giderken, fazla ıslanmamak veya su yutmamak için kullanmış ve geliştirmiş olabilirler. Bu teori iki ayak üzerinde yürümeyi açıklayabileceği gibi beden tüylerindeki azalma da bu nedene bağlanabilir. Üstelik hepimizin Bebeklikten beri sahip olduğu temel reflekslerimizden ikisi; ağzımıza su ile dolunca gırtlağımızın akciğerlerimize su gitmesini engelleyecek şekilde kapanması (bkz: gag reflex) ve bedenimizin oksijensizliğe dayanımı arttırmak için kanın hayati olmayan organlardan çekilerek hayati organlara dağıtılması (bkz: mamalian diving reflex) de bu teoriyi desteklemektedir.


İki ayak üzerinde yürümenin dramatik etkilileri içerisinde evrimsel anlamda en kritik olanı daha önceleri hareket etmede kullanılan ellerin, bu görevlerinden tamamen sıyrılmaları ve dolayısıyla da dört ayakla yürüme faaliyetinin gerektirdiği anatomik özellikleri taşıma baskınsından kurtulmalarıdır. İki ayakları üzerinde rahatça hareket edebilen insanlar ellerini dallara tutunmak, meyve kabuklarını kırmak gibi işlerde kullanmakta uzmanlaşırlar. Değişen koşullar sonucu farklılaşan seçilim baskısı altında eller yeni görevlerine uygun bir anatomi kazanmaya başlarlar ve zamanla insan elini diğer tüm primatlardan ayıran bir nitelik geliştirirler: Tutmak ve kavramak için özelleşmiş bir başparmak. (bkz: opposable thumb)Araç kullanma kabiliyetinin evrimsel başarıyı arttırması ile değişen başparmak fonksiyonu, kendisini meydana getiren etki ile bir pozitif geri besleme döngüsü kurarak baskınlığını iyice arttırır. Yani başparmak yapıları sayesinde araç kullanmakta daha başarılı bireylerin gelişen hayatta kalma becerileri onların daha karmaşık ve daha etkili araçlar yapmalarına olanak sağlarken, daha karmaşık araçların kullanıma girmesi de uygun başparmağın şekli üzerindeki baskıyı arttırır. İlk homo becerikli insan anlamına gelen Homo Habilis'dir.

Bipedalizmin ikinci en kritik etkisi ise dolaylı olarak dişiler üzerinde olur. İki ayak üzerinde yürüyebilmek için her bir bacağın tek başına vücut ağarlığını destekleyebilmesi gerekir. Aynı zamanda adım atarken dengenin de sağlanabilmesi için Bipedal atalarımızın kalça kemikleri kısalır ve genişler. Arka ayaklarımız üzerinde yürümemizi kolaylaştıran bu etki doğumu zaten olduğundan bile daha zahmetli ve tehlikeli bir hale sokar. Hayata gelişin en kritik aşaması annenin vücudundan çıkıp dünya ile yüzleşme anıdır ve her bebek annesinin kalça kemikleri arasındaki boşluktan çıkarak bu şerefe nail olur. Oysa kısalan ve genişleyen kalça kemiği, atalarında oranla %30 daha büyük bir beyin hacmine sahip olan ilk homoların kafalarının sığması için fazlaca küçülmüştür. Evrimin bu soruna bulduğu çözüm gerçekten beklenmedik ve göz kamaştırıcıdır; bebeklerde bıngıldak veya fontenal denilen kafatası yapısı (bkz:fonticulus anterior) ve erken doğum.Değişen kalça kemiği şeklinin yarattığı seçilim baskısı, diğerlerinden erken doğum yapan dişilerin yavrulama ve hayatta kalma şanslarının artması sonucunu doğurur. Öte yandan hayatta kalabilmek için gerekli becerileri geliştirmeden çok önce doğan yavrular, bakıma muhtaçtırlar ve bu durum annelerini açlıkla yüz yüze bırakır. Aile kavramının temellerinin atıldığı bu çağda çevreleri tarafından korunan ve kollanan anne ve yavruların hayatta kalma şansları, tek başına terk edilmişlerinkinden çok daha fazla olacaktır şüphesiz. Dişilerden oluşan ve genç erkeklerin de eşlik etiği gruplar büyümeye başlar ve sosyal gereklilikler artar. Bu insanin kısa tarihindeki en önemli km taslarından bir tanesi ya da Bipedal atalarımızın ilk ve en önemli adımıdır.
 
 




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder